Kırmızı Başlıklı Oğlan Kaç Kurtar Kendini / Eftalikus’un Kahvesi 6 / Yavuz Arkın
Masalları tersyüz etmek bizim kabuğumuzun çatlamasına, içinden çıkana razı olmamıza yol açar. Kırmızı başlıklı oğlanı ormana gönderelim, karşısına çıkan engelleri ne kadar kolay aştığına mı şahit oluruz? Yoksa? Eril güçlerin hâkim olduğu toplum kız çocuğu olmasından dolayı o yola çıkmamasını mı öğütler?
Aynaya bakan Pamuk Prensesin gördüğü kendisi midir yoksa toplumun dayattığı güzellik olgusunun kabuklaşmış hali midir? İçinde saklanmak için daha korunaklı bir sığınağa dönüşür, güzellik olgusu masallarda yenilmez bir kalkan gibidir. Cadı çirkinliğin içine saklanır, tam tersi güzelliğinin görünmesi istemez, onun güvenli alanıdır.
Külkedisi acımasız üvey kardeşlerinden kaçmak için kendisini sarındığı koza külleri kendisine bir maske yapmaktır. Saklandığı bir kabuk görevi görür onun için, kül onu saklar ta ki kelebek olacağı zaman kozayı yırtması gerekmektedir. Zaman ne olursa olsun bütün maskeleri, kabukları ve sığınakları yerle bir eder, kaçış yoktur. Kabuk bir süre sonra aynaya dönüşür, bize bizi anlatır, yüzleşme aşamasını atlattıktan sonra benliğimiz harekete geçmek zorunda kalır.
Ormanda yoluna giden kırmızı başlıklı kız için başlığını atması onu daha da güçlü mü kılar. Sürüden ayrılmış annesinin ona söylediği yola değil de kendi yoluna gitmesi kurt ile yüzleşmesi gerekmektedir. Onu kurtarması gereken avcı belki de onun sayesinde kurtulacaktır. Büyükanne biraz daha bekleyecek.
Pamuk prens ve 7 uzun boylu kızı da ormanda bırakmak olmaz, karşımıza şehirde bile çıkabilirler. Pamuk prens bir patron ve yanında çalışan kızlar olabileceği gibi özneyi de sorgulamak nesnel olandan çıkmak da gerekebilir. Sosyal hayatın hiyerarşisi se bize birçok konuda engel olabilir, erkeği patron kadını çalışan görmek isteyebilir. Hatta emeğin kadın tarafından sağlanmasını yüceltir eril sömürünün bir ceviz kabuğuna saklanmasına sebep olabilir.
Sokaklarda, evimizde, iş yerinde, hayatın her alanında kül kediler gibi dolanıyoruz. Üzerimiz başımız kül içinde, bu bazen bizim savaş boyamız bazen güzelliğimizin ana sebebi. Gizlenmek bizi koruyor gibi gözükse de camdan ayakkabılarımızın ayağımıza uyacağını kafaya takmadan yürümek gerekiyor, çıplak ayakla bile olsa!