Uzakta, Çok Uzakta Bir Yerde / Yaşar Ercan

08.07.2024

Uzak dağları seyretmeyi seviyorum. Tepesinde kışın kar, yazın duman olan; yeşilin tüm tonlarının sergilendiği ulu dağları. Ahırdağı’nı, Düldül’ü, Engizek’i, Binboğa’yı, binlerce yılın devinimiyle karadan yükselen kırıklı, tümsekli görüntüleriyle göğü delen dağları. Bulutları başlarının üstüne aldıklarında mavi dalgaya sırtlarını veren bu yüce dağlarda kim bilir ne hayatlar döndü. Kaç İnce Memed geldi geçti kollarından. Yabanıllığını bırakmayan kaç hayvana yuva oldular, göğüslerinde kaç bitki yeşerdi, soldu kim bilir. Dağları seyretmek bir hikâye büyütür zihnimde. Orda bir dağ var uzakta, o dağ bizim dağımızdır. Gitmesek de görmesek de o dağ, bizim dağımızdır.

09.07.2024

Zamanımın boşa gitmesi, gereksiz şeylere harcanması beni çıldırtıyor. Çoğu zaman sözgelimi birini beklerken, bir münakaşa uzadığında ya da uzun süren kararsızlık anlarında saatimin işlemesi beni ziyadesiyle rahatsız ediyor. Her şey bekleyebilir ama ömür beklemiyor. Biriktirilemiyor. Sabitlenemiyor. Bu nedenle içi doldurulmalı. Bir saatimin israf edilmesindense maddi zarara girmeyi yeğlerim.

10.07.2024

Vakit buldukça radyo tiyatrosu dinliyorum. TRT’nin arşivinden dinleyiciye sunduğu çeşitli türlerde tiyatro seslendirmeleri mevcut. Genelde polisiye türünü dinliyorum. Tabii özellikle seçmiyorum bunu. Genelde ölçütüm uyarlayan, seslendiren sanatçılar ve süre oluyor. Bugün Haldun Taner’in Dostoyevski’nin Timsah öyküsünden uyarladığı aynı adlı oyunu dinledim. Oyunu Zeki Alasya yönetmiş. Karakterlere sesleriyle can veren isimleri duyunca insan şaşırmakla birlikte mutlu da oluyor. Türk tiyatro ve sinemasında büyük emeği bulunan oyuncuların imza attıkları bu tür işlerin kalitesi tartışmaya mahal vermiyor. Hatta bir sonraki radyo tiyatrosunu daha şevkle dinlemeye destek oluyor. Görselliğin arşa çıktığı günümüzde sadece sesle, seslendirmeyle zihin dünyamızda beliren olay akışını değerli buluyorum. Rahatlatıcı ve dinlendirici bir etkisinin olduğunu söylemeliyim.  

11.07.2024

Yolumuz yıllar sonra Mersin’e düştü. Hava beklediğimden daha az nemli ve daha serin. Sahil boyu uzanan yolun kenarına oluşturulan araç park alanlarındaki boşluklar dikkatimi çekti. Bizim şehrimizde artık sokak aralarında bile park sorunu yaşanırken Mersin’in bu konudaki rahatlığını takdirle karşıladım.

12.07.2024

Yaz tatillerini yollarda geçiren ilk otuz yaşımın ardından evden çıkmak istemeyen otuz yaş üstü yeni yaşantıma uyum sağlayacağım aklımın ucundan geçmezdi. Yerleşik hayata şimdi geçtim denebilir.

13.07.2024

Herhangi bir şey yapmaya enerjimin olmadığında gözlerimi kapayıp kendimi dinlemeyi deniyorum. İnsanın onlarca gereksinimi arasında belki de en az değer verilen eylem olan dinlenmek bu aralar var gücüyle baskın geliyor. Dış dünyanın çeşitli uyaranlarıyla yorulan zihnimin kısa bir süreliğine de olsa dinlenmesinin fiziksel dinlenmeyi daha etkin kıldığını ayrımsıyorum. Kalbiyle ruhuyla etiyle kemiğiyle düşüncesiyle duygusuyla bütünleşen dinlenmeye ziyadesiyle gereksinim duyuyorum, dünyadan uzaklaşarak.

14.07.2024

Dilin zenginliğinin göstergesi günlük yaşamda kullanılan sözcüklerin çeşitliliğidir. Kökenine bakılmaksızın sözlük bilgisinin gerektirdiği ölçüde cümle içinde kullanılan kelimelerin her biri kendi başına değerli ve önemlidir. Dilde kullanıma giren, dilin özümsediği sözcükler dilde kendine yer bulduysa, dile tutunduysa, kullanımı yaygınlaşıp olağanlaştıysa bu sözcükler yaşayan dilin bir parçası olmuştur. Bu nedenle sözcüklerde köken ya da köksüzlük tartışması zaman kaybıdır. Aslolan kelime dağarcığını genişletip kendini ifadede rahatlığa kavuşan bilişsel yapının dile dönük iletişim kurma becerisini zenginleştirmektir. İlkel iletişimden entelektüelliğe varan dilin yolculuğunda sözcüklerin nereli olduğuna değil nerede olduğuna bakmakta fayda var. Zira dile giren sözcük o dilin unsurları arasına çoktan girmiştir bile.  

Yukarı