“Yanlış Soru Doğru Cevap”ta Çilem Dilber var

“Yanlış Soru Doğru Cevap”ta Çilem Dilber var

Utku Yıldırım‘ın yürütücülüğünde Yanlış Soru Doğru Cevap konuşmalarında Çilem Dilber’le devam ediyor.

Megafonumuzu bu kez Çilem Dilber’e uzattık, bakalım ne söz sözledi, laf lafladı can hey.

Merhaba, kitap fuarlarına giderken 102 kiloluk kitap yüküyle dönmenin sıkıntısını çekmeye başlayanlardan mısınız?

 Çok isterdim her yıl fuarlara katıldığımı, çekçekli valizimi doldurmadan alanı terk etmediğimi söylemeyi. Aynı anda hem İzmir’de hem Beylikkdüzü civarlarında görüldüğüme dair söylentilerin ortalarda dolaşması havalı olurdu hatta fantastik.

Online kitap alışverişi yapıyorum. Hayat kısa, okunacak çok kitap var. Bir fuardan diğerine ben aynı ben olmayabilirim.

Siz mi öyküye koşarsınız yoksa öykü mü size koşar? İlla koşulacak, bu kesinse?

Öykü orada bir yerde öylece durup onu bulmamı bekliyor. Sinir bozucu değil mi? Başka yerlerde arayıp onca zaman harcamışım, koştur koştur kan ter içinde kalmışım, (Sahi neden bu acele diye de düşünmemişim hiç.) bir bakıyorum ukala ukala sırıtıyor bana.

Okuduğunuz bir kitaptaki karakterle ciddi ciddi kavga eder, “Eşşek seni,” deyip paparayı yedirmek ister misiniz?

Karakterden çok yazarla kavga ederim. Karaktere haksızlık etmişse, sazı almış eline, zavallıya ağız açtırmıyorsa. Yerini dar ediyor, hikayesini burnundan getiriyorsa kavga ederim tabii. İnsan karakterine böyle yapar mı? Olmaz olsun öyle yazar.

Eleştiriyi hangi koşulda nereye koyarsınız? Baş üstüne? Ayak altına? Terk edilince özellikle belirgin hâle gelen göğüs boşluğuna?

C şıkkı. Göğsüme öküz oturur. Olsun, yine de kıymetlidir, fikir verir. Hem eleştirene hem eleştirilene dair.

En sevdiğiniz türün yok olmaması için başka bir tür yok olacak, hangisi? Şiir? Roman? Teke zortlatması?

Şairler affetsin, şiiri harcardım. Tekelerin bundan haberi bile olmazdı.

Yukarı