Yarasından İkiz / Gökhan Arslan / İbid.Şiir Dergisi 03’ten
biz seninle dağ başında iki ev görsek
orayı bir köy zannederiz
köyler bizim kardeşimizdir
kardeşimizdir yanık izleriyle dolu masa örtülerinin yalnızlığı
iki güvercinin arasında gidip gelen telaş
gökyüzünü yere indiren kitapların kokusu
alaca akşamların sessizliğinde bileklerimize vuran serinlik
kozalağın duruşu, derinin çiziği, çalı aksanı
kardeşimizdir bir kırlangıcın pencere önüne bıraktığı
bir orman yapabilirim sana
birbirimize dokunmamak için uzak durduğumuz günlerden
güneşin düştüğü, atların yürüdüğü yerlerden
gömülmüş deniz kabukları, karıncayı koruyan mantar
bir ağacın bir ağaca sarılırken çıkardığı sesten
kuşlar ve köpekler bizim kardeşimizdir
bir karganın içini özenle oyduğu cevizlerden
üstelik bütün gün dokunmam parmağımdaki dikene
akşam eve gelince sen çıkarırsın diye
belki aramıza alırız dalından ayrı düşmüş bir gülü
yosun bağlamış kapıları, babaların uyanmadığı sabahları
bir türkü var uzakta, artık kimsenin hatırlamadığı
kardeşimizdir öfke, öfkemizin dirildiği akşamları
senin sesin kalaydan, bir yıldız gibi parlar karanlıkta
ellerin bir ıhlamurun kokusunu işler gergefe
ayrılığa kanaviçe, ölüme sırdaş, kabuğa tırnak
aramıza alırız bir böceği, böceğin rüyasına inanarak
hatırla, biz seninle bir suyun bir suya karışması kadardık
tam yarısından böldük dünyayı, yarasından
ikimiz de bu tarafta kaldık
Ibid.Şiir Dergisi Fotoğraf: Kadir İncesu