“Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler”le Okuma Yolculuğu / Hülya Soyşekerci

Onur Çalı, öykü, deneme, inceleme, günlük ve çeviri türleri başta olmak üzere edebiyata yoğun emek veren genç kuşak yazarlarımızdan. Genel yayın yönetmeni olduğuParşömen internet dergisinde yer verdiği yazılar, söyleşiler, günlükler, soruşturmalar, kitap tanıtımları, çeviriler ve kısa öykülerle edebiyatımızın uzun tarihinde iz bırakacak çalışmalarıyla da öne çıkıyor Onur Çalı.

Sonra Hayat adlı dosyasıyla Vedat Günyol Genç Deneme Yazarı ödülünü alan Onur Çalı, özellikle günlük ve denemelerindeki ilginç, nitelikli ve sıra dışı üslubu ve bakış açısıyla dikkat çekiyor. Dünlükler’den sonra yeni denemelerini bir araya getirdiği Gemilerle Seyahat Eden Sözcükleradlı kitabı, Onur Çalı’nın ilgiyle ve keyifle okunan kitapları arasındaki seçkin yerini aldı.  

Salâh Birsel tutkunu bir edebiyatçı olarak ben, Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler’deki Salâh Birsel tarzı sözcükleri, söyleyişleri, ondan söz eden anekdotları, ona selam gönderen ifadeleri okurken gerçek anlamda bir edebiyat tadı aldığımı içtenlikle belirtmek isterim. Bir Salâh Birsel Sözlüğü denemesine girişen Onur Çalı, ustası kabul ettiği ve “iki gözüm Salâh Bey” diye söz ettiği Salâh Birsel başta olmak üzere pek çok deneme yazarımızın yapıtlarına uzanıyor; onların kitaplarından seçtiği alıntılarla kendi denemesini de anlam ve söyleyiş olarak zenginleştiriyor. Salâh Birsel’e dair birkaç cümlesine yer verelim öncelikle: “Gerçekten de öyledir. Sözcükler tırıs pırısa kalkarak gelip bulur Salâh Bey’i. Çünkü Salâh Bey sözcükleri çok sever. Atıldıkları köşelerde, süpürüldükleri kilim altlarında unutulup gitmekte olan sözcüklerin ellerinden tutar. Onları ayağa kaldırır, yıkar, paklar ve görücüye çıkarır.” (s.34)

Bir denemede olması gereken akıcılık, dil güzelliği, anlaşılırlık, duruluk, derinlik ve okurla sohbet eder tarzdaki söylemler, Onur Çalı’nın kitabındaki denemelerin başat özelliği olarak ilgimizi çekiyor. Ustaların biçemine göndermelerini, bir deneme okuru olarak keyifli gülümsemeler eşliğinde okuyoruz.  Bu deneysel göndermelerin varlığı Onur Çalı’nın kendi üslubunu bulmuş bir denemeci oluşu gerçeğini değiştirmiyor; o, okuduklarından ve düşündüklerinden süzülenleri kendi özgün metnine aktarırken deneme tadı oluşturmaktan vazgeçmiyor.

Denemenin bir başka özelliği de satır aralarında birçok farklı bilgiyi okura sunma başarısıdır. Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler’de siz de benim gibi pek çok şey öğrenecek; karşılaştırmalar ve yorumlarda bulunma olanağı bulacak; şairler, yazarlar ve denemeciler dünyasında daldan dala uçacaksınız. Kitaplardan filmlere, mitoslardan masallara, anılardan öykülere yol alacak; Onur Çalı’nın sözcüklerinin izinde güzel bir anlam yolculuğuna çıkacaksınız.

Okura seslenişler, sorular ve sorgulamalar, denemenin hakkını veren özellikler arasındadır; Onur Çalı da metinlerinde okuruna seslenmeyi, onunla şakalaşır gibi konuşmayı, yer yer sitem etmeyi, onu düşünme ve sorgulamalara yöneltip rahatını kaçırmayı ve düşünme tembelliğini bozmayı da ihmal etmiyor.

Mitos ve dinlerdeki kurban geleneğinden yola çıkan Onur Çalı, oradan Kutsal Geyiğin Ölümü filmine geçiyor ve kutsal ailenin yıkılış serüvenine ışık tutuyor: “Ey okur, neden babalar hep oğullarını kurban eder? Fırsatını bulduklarında oğullar da babalarını katledecekleri için mi? Yoksa toplumun bu en küçük biriminin idealize edilmiş haliyle de facto halinin uzaktan yakından birbirine benzememesi yüzünden mi başımıza gelir bunlar? Suç nedir? Suçun cezası nedir? Adalet kefaretle sağlanır mı? Başkalarını önemsemeden ve onlar yokmuş gibi davranarak yaşamak mümkün müdür? Buna benzer birçok soru sorduruyor Yorgos Lanthimos’un filmi.” (s.14)

Yer yer nükteli bir anlatımla örgülediği deneme metinlerinde Onur Çalı, insana, edebiyata, hayata dair pek çok gerçeği dile getiriyor, kutsal kitaplardan, büyük yazarlardan, denemecilerden söz ediyor, okurluk ve yazarlık hallerini irdeliyor. Kurmaca kahramanlar da Onur Çalı’nın denemelerinde yeniden hayat buluyor. Denemecimizin aynı zamanda bir öykücü olduğunu da dikkate alırsak, “kurmacaya ve kurmaca kahramanlara denemelerinde yer ve önem vermesi elbette onun en doğal hakkı” diye düşünüyoruz.

Ünlü yüzücü Anette Kellarman’dan söz eden denemesindeki üsluba dikkatinizi çekmek istiyorum: “Bu sırada tarih denen lenduha saat 1905 yılını gösteriyordur ve Anette henüz reşit olmamıştır. Yeltendi dedik ama başardı demedik ey okur! Bu melanet Manş’ı, üç kere denese de geçemez Anette. Olsun, adı artık iyiden iyiye duyulmuştur ya siz ona bakın.” (s.109)

İyi bir deneme okuru olan Onur Çalı, pek çok deneme yazarının metinleri arasında dolaşıyor; o metinlerde anlam kazılarına çıkıyor. Ayrıca pek çok roman ve öykü yazarının yaşamına ve anlam dünyasına giriyor. Steinbeck’ten Tobias Wolf’a, Sevim Burak’tan Mehmet Baydur’a, Saramago’ya, Çehov’dan Zambra’ya, Aziz Nesin’den Necatigil’e… pek çok yazar, Onur Çalı’nın denemelerinde ölümsüzlüklerini pekiştiriyorlar.

Onur Çalı denemelerinin bence diğerlerinden farklı yönü, yazarımızın metnini oluştururken kimi yabancı yazarların yapıtlarının aslından bazı paragrafları kendi çevirisiyle kendi deneme metnine dahil etmesi; bazı alıntıları kendi özgün çevirisiyle oluşturmasıdır.

Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler 2023’ün en iyi deneme kitaplarından biri. Bu yazıyı Onur Çalı’nın düşünce dünyasından küçük bir alıntıyla bitiriyor; başarılarının devamını diliyorum:  “Öyleyse yaşamalı. Ölüm eşiğinden geçmemişken ve dünyaya eyvallah çekmemişken…Henüz hayattayken yaşamalı! Ölüm korkumuzu yenecek şeylere tutunup yaşamalı! Güzel yaşamalı! Onurlu, yalansız, kimseye (ağaçlara, kuşlara, böceklere, hayvanlara, insanlara) zarar vermeden, direnerek, dayanışarak, sevgiyle yaşamalı! Şiirle, aşkla, edebiyatla yaşamalı!” (s.26)

Gemilerle Seyahat Eden Sözcükler
Onur Çalı
Sia Kitap
Deneme / 112 sayfa

Yukarı