Korkma, Güzel Öyküler Hep Vardır / Gaye Keskin

Mehmet Can Şaşmaz’ın üçüncü kitabı Korkma, Güzel Rüyalar da Var; 2022 yılında Yapı Kredi Yayınları etiketiyle okuyucuyla buluştu.

Birbirinden bağımsız on altı öyküden oluşan Korkma, Güzel Rüyalar da Var, 2014 yılında bir romanı da yayımlanmış olan Şaşmaz’ın ikinci öykü kitabı.

İNSAN NEYLE YAŞAR?

Lev Tolstoy’un İnsan Neyle Yaşar kitabından bir alıntıyla başlamak istiyorum bu bölüme: “Her ne kadar insanlar sadece kendilerini düşünerek yaşıyor gibi görünse de onların yalnızca sevgi ile yaşıyor olduklarını da artık anladım.” Tolstoy bu kısımda Tanrı’yı referans verse de, sevginin bütünsel olarak her türlü biçemde gereksinim duyduğumuz ana kavram olduğunu da hatırlatır.              

Mehmet Can Şaşmaz, Korkma, Güzel Rüyalar da Var’daki öykülerin çoğunluğunda birinci tekil anlatımı ve cis erkek anlatıcıyı tercih ederken; sevginin yoksunluğuna, benzer sosyo-ekonomik koşullardaki erkeklerde yalnızlığın etkilerine, sevme biçimlerine değinerek, arayışa farklı kapılar aralıyor. Tolstoy’un sevgi ile yaşamakla oluşturduğu çatının altında, zaman zaman sevgisiz bırakılmış zaman zaman sevmeyi koşullandırmış erkeklerin dünyasına eğiliyor.

EDEBİ MUTSUZLUK

Bazı öykülerde yazarın otobiyografik anlatılarına da rastladığımız Korkma, Güzel Rüyalar da Var, kitabın adına ev sahipliği yapan “Barbunyaların Özel Hayatı” öyküsüyle açılıyor. Barbunyaların Özel Hayatı, edebi sancılar içinde boğuşan bir psikoloğun; eşi tarafından saygı görmeyen yazarlığına, çalışma odasını oğluna veren bir babanın mutsuzluğuna, çamaşır odasına sıkışmış edebiyatının çaresiz kalışına vurgu yaparken, yazarın kıvrak, keskin ve düşündürücü cümleleriyle etkileyici bir şölen sunuyor bize.

Barbunyaların Özel Hayatı, içinde bulunduğu varoluş sancılarıyla boğuşan anlatıcının, kimi zaman Afrikalı çocukların sığır kanı içmesinden dem vurduğu, kimi zaman komşusunun gemici oğlunun Somalili balıkçılar tarafından esir alınmış gemisine sevindiği, kimi zaman çamaşır odasına sıkışmış yazı masasının haline içerlediği bir öykü olarak çıkıyor karşımıza. Yazarın yalnızlığı tüm saydamlığı ile ortaya koyduğu bu öyküden kısa bir pasaj bırakıyorum bu bölüme: “Nurten Teyze’nin yüzünde düş kırıklığına benzer bir ifade beliriyor ama aramızda sadece rutubetli bir tavan var, hiçbir fark yok. İkimiz de kiracıyız ve geçen ay su faturalarımız bile handiyse aynı geldi. Biz mi yeterince sevişmiyoruz, senin yalnızlığın mı fazla temiz?”

BELEDİYE ÖYKÜCÜSÜ

“Her şey sanatsever bir belediye başkanının göreve gelmesiyle başladı,” cümlesiyle karşılıyor bizi “Belediye Öykücüsü”. Çok geçmeden de bu cümleyi referans alan ironik, başarılı bir anlatımla yol almaya başlıyor. Yazarın tanrısal anlatımı tercih ettiği iki öyküden biri olan Belediye Öykücüsü’nde, Suskun İsmail karakteri, az konuşup iyi yazan biri olarak çıkarıyor karşımıza. Öyle ki İsmail, belediyenin yarışmalarında ödül üzerine ödül alırken, yarışmalarda şaibe olduğuna dair çıkan haberlerin etkisiyle ve belediye başkanının saygınlığını koruma gayretiyle yarışmalardan menediliyor. Peki bu, Suskun İsmail’i durdurmaya yetiyor mu?

Eylemlerin engeller karşısında büyüdüğünün, her defasında yeni yollar aralamanın mümkün olduğunun anlatıldığı Belediye Öykücüsü, öznel bir tercihle kitabın en iyi öykülerinden biri.

KA VE YANGINLAR

Ka, yangının ortasında kalmış ve üstüne devrilen dolabın çaresizliğiyle ölümü bekleyen anlatıcının “kahramanım” diye tanımladığı itfaiye eri tarafından kurtarılmasından sonra, olay anında orada bulunan ancak kahramana yardım etmeyen bir diğer itfaiye eri Fikret’in, kurtarıcı rolünü üstlenmesi ve gazetelere manşet olacak kadar öne çıkar duruma gelmesiyle başlıyor. Anlatıcı için gerçek kahramanı bulmak ve Fikret’i alaşağı etmek öylesine mühim bir hale geliyor ki, asılsız ihbarlar, davetsiz ziyaretler ve nihayetinde ucu karanlığı dürten eylemler baş gösteriyor. Peki Fikret sahneden iniyor mu, veyahut öyküde işaret edildiği üzere kahraman dediği kişi anlatıcı için yalnızca bir sanrı mı?

Ka’daki kırılma noktası da tam da bu soruların cevabı. Mehmet Can Şaşmaz öykünün finalinde okurun zihnini berrak hale getirse de, bana kalırsa cevaplanmamış soruların olması öykünün gücünü arttırırdı.

GENELE BAKIŞ

Kitabın diğer öyküleri Gecenin Saçları, Geri Dönüşen Fazla Sanat, Batı Kıyısı Hikâyesi, Unutulmaz Bir Misafir, Prensesi Olmayanlara Özel Bir Hizmet, Suskunuz Yaralar İçinde, Lepiska Saçlı Kız, Aşk Pahası, Sinematografik Şeyler, Akşam Samatya’da, Merhamet, Balkon Cefası ve Rüya Ustası’nda Mehmet Can Şaşmaz, ana karakterin erkek olduğu ve hatta öykülerdeki kadın karakterlerin zihnine, hislerine mesafeli durduğu bir anlatım yolu izliyor. Kadınların beden dilini okuduğumuz ancak daha fazlasına erişemediğimiz bu yazım yolculuğunun son yıllarda yazılan kadın öykülerine ve hatta sadece kadınların değil, erkek yazarların da kadınları anlatmayı tercih edişine sessiz bir başkaldırı olduğunu düşünüyorum. Genel hatlarıyla erkeklerin sorunlarının anlatıldığı Korkma, Güzel Rüyalar da Var’da yazar, erkeklerin kabuğunu kırıyor ve bu kabuğun altından kimi zaman babasını evde istemeyen küçük kız çocuğunun yarattığı yıkımı, kimi zaman anlatıcının sevilmeyi hatırlamak için sakladığı eski sevgilisinin mektubunun yarattığı aile içi devinimi, kimi zaman büyük memelerin düşüyle soluğu randevuevinde alan bir adamın gelgitini, kimi zaman da aşkın yazarlıkla takasını anlatıyor.

Genel hatlarıyla çerçevelerini aşmayan, yolundan sapmayan bu öykülerin bazılarında tesadüfle anlatılan karşılaşmaları, kendi adıma ilgi çekici bulmadığımı söylemem gerekiyor.

SON SÖZ

İnsan neyle yaşar?

Dahası insan neyle iyi yaşar?

Korkma, Güzel Rüyalar da Var’da Mehmet Can Şaşmaz, bize tüm cevapları vermese de, ihtimallerin sonuçlarını gösteriyor ustalıkla. Erkeklerin gözyaşlarını özgürce dökmelerinin mümkün olduğunu anlatıyor veyahut arkalarını dönüp giderken hislerinin üzerindeki paravanı kaldırıyor. Diğer yandan da kapıların, yalnızlığın, zaman zaman hiçliğin ortasında kalan kadınlara da dönüp baktırıyor.  Bu minvalde ben de yazımı bitirirken son sözü, Korkma Güzel Rüyalar da Var’dan ödünç alıyorum: “Sevdiğim kadın, sadece benim çaldığım bir kapı zilinin yalnızlığında yaşlanıyordu ama hiçbir şey yapamıyordum.”

Korkma, Güzel Rüyalar da Var
Mehmet Can Şaşmaz
YKY
Öykü / 88 sayfa

Veveya Kitap 19 / 05 Haziran 2024

Veveya Kitap 19 / 05Haziran2024
Yukarı