Acı Çekiyorum Öyleyse Hayvanım! / Eftalikus’un Kahvesi 5 / Yavuz Arkın
Varlık sahibi René Descartes…
Düşünsel süreci Descartes’ı kendi varlığına götürür. Aklın üstünlüğü iç içe yaşadığımız hayvanları birer nesneye dönüştürür, kapitalist düzende her türlü sömürüye açık hale getirir. Duygusallık zayıflıktır gelişmenin önündeki engeldir, Carol J. Adams’ın da ilerde adlandıracağı gibi etin bir politikasının kapısı ardına kadar açılmıştır.
Yenilgiyi tadan Immanuel Kant…
Yüzyıllar geçer; “Kendi varoluşlarının bilincinde olmayan hayvanlar sadece araç…” der Kant. Birkaç yüzıl daha geçer, Hayvan Hakları Evrensel Bildirgesi hazırlanır, nesneden özneye bir dönüşüm söz konusudur. İnsan gibi onların da temek hakları vardır, düşünemeseler de onların da bir varlık olduğu kabul görmüştür. Bu sadece Descartes’a değil Kant’a karşı da kazanılmış bir zaferdir.
Acıyı bal eyleyen Jeremy Bentham…
İnsanların üstün kabul edilmesinin sebebi düşünebilmesi ifadesi kabul görse de Bentham hayvanların acı çekmesinden dolayı bazı haklara sahip olması gerektiğini savunur. Kendi aralarında iletişim kuran canlılardır, bizimle kuramasalar bile onların ne düşündüğünü anlayamasak da ne kadar acı çektiğini gözlemleyebilir ve rahat etmelerini sağlayabiliriz.
Mutluluğun merkezi Peter Singer…
Hayvanların da hissetme yeteneğinin bulunmasının mutlu olmalarının öncelikli amaç olması gerektiğini belirtir. Singer için hayvanlar birer öznedir, özgürleştirilmeleri gerekir. Maslow’un ihtiyaç hiyerarşisi gibi onların da fizyolojik, güvenlik, ait ve sevgi olma gibi ihtiyaçları vardır.
Erdem sahibi Rosalind Hursthouse…
Hayvanlara yaklaşımımız ve davranışımız hayatımızı anlamlı ve güzel yapan erdemli bir bilgelik doğrultusunda şekillenmesi gerektiğini anlatır. Kadın ve doğa nasıl ki sömürülüyorsa aynı şekilde hayvanlar da bu sömürünün merkezinde yer alır. Eko feminizm bu konuya derinlemesine dikkat çeker; sorun sadece birey sorunu değil toplumsal bir sorundur ve tekil çözümler ile ele alınamaz.
Yaşadığımız dünyada aynı dili konuşmuyor olabiliriz, aynı dili konuşup da anlaşamadığımız konular her zaman bulunabilir. Ortak olduğumuz tek bir nokta acı çekmemiz, bu sadece fiziksel değil ruhsal bir acı da olabilir. Haklar özelinde eşitlik arayışındayız, bunun içerisine hayvanları ve diğer canlıları da katmamız erdem sahibi olmamızın ilk adımlarından biri olacak. Bu sayede bilinçdışımızdan ortaya çıkan gölge tarafımızla da bütünleşmemize yol açacaktır. Bunu tek bir söz ile de ifade etmemizin de yolunu açacaktır; acı çektirmiyorum o halde insanım!