Bilinç Akışıyla Çağrışımın Buluşması / Turhan Yıldırım

Foto: Adrian Sherratt

ABD asıllı İngiliz yazar Lucy Ellmann’ın Temmuz 2019 tarihinde Ducks, Newburyport adıyla yayımlanan, 1030 sayfalık bilinç akışı tekniğiyle yazdığı romanı, bulunduğumuz yüzyılın en farklı ve özel kurmaca metinlerinden biri. Bu kitap ülkemizde de Ördekler, Newburyport olarak Mahir Koçak çevirisiyle Yedi Yayınları tarafından Temmuz 2023 tarihinde yayımlandı. Eserin Türkçeye çevrilmiş hâli 1044 sayfadır.

Yayımlandığı sene Booker kısa listesine giren ve Godlsmiths Prize’ı kazanan romanın, yazarın olgunluk yapıtı olduğunu söyleyebiliriz. İlk eserini 1988 yılında Sweet Deserts adıyla yayımlanan romanıyla veren Lucy Ellmann’ın, yazarlığının başlangıç döneminden itibaren çeşitli ödüller kazanan bir kalem olduğunu görüyoruz. Tabii ki bunda anne babasının da yazar olduğunu, edebiyatın içinde yer alan bir ailede büyüdüğünü de söylemeliyim. Babası Richard Ellmann’ı dilimize de çevrilmiş olan James Joyce – Hayatı ve Eserleri ile Dört Dublinli adlı biyografi kitaplarıyla tanıyoruz. Annesi Mary Ellmann da Thinking About Women kitabıyla öne çıkmıştır.

Kitapta yazara dair pek çok otobiyografik öge olmakla birlikte en önemlisi eserin isminde bulunuyor. Newburyport, ABD’nin Massachusetts eyaletine bağlı bir kasabadır ve yazarın annesinin de doğum yeridir. Romanda da Newburyport ve ördeklerle ilgili tüm anlatım karakterin annesinin üzerindendir.

“Gerçek şu ki kimseler böyle düşünmese de anneler mühimdir, anne keseli sıçan sırtına tutunmuş on bir yavrusunun ağırlığıyla yalpalayarak yürüyor, gerçek şu ki uskumrular göç ediyorlar ve balinalar da, Rachel Carson, gerçek şu ki filler vefat etmeye hazır olduklarında önceden belirledikleri bir yere gidiyorlar, Dünyanın En Kötü Park Edeni, hiç kimse bir ada değildir, Newburyport, ördekler, gerçek şu ki ailesi Lincoln’ı Springfield’e geri taşıtmış ve Mc Kinley’nin mozolesi de Canton’da, Spoon Nehir Antolojisi (…)” (s, 99)

Görüldüğü gibi kitaba ismini veren simgelere ancak 99. sayfada denk geliyoruz. Buradan sonra eserin adının tekrarı yer yer devam etmektedir.

“Gerçek şu ki her zaman Barry’nin yeni eşini, neydi adı, “yeni” sıfatıyla düşünüyorum ama onlar evleneli bir on beş yıl olmuştur, gerçek şu ki onu gördüğüm birkaç seferde bende nazik biri izlenimi uyandırmıştı ve onu Abby de severdi, sanırım, gerçi o Barry’nin ilk eşine hep daha çok bağlıydı, neydi adı, bodrum merdivenleri, çamaşır, ördekler, Newburyport, gerçek şu ki Revere Ware hoş bakır tabanları var, pişirdiğiniz şeylerin yanmasını filan önlüyorlar (…)” (s, 109)

Yukarıdaki iki alıntıdan da görüleceği gibi kitaba adını veren olayın, mekânın geçişi, anlatıcının zihninden bize aktardığı çok sayıda birbiriyle alakasız görünen konunun içinde ortaya çıkmaktadır. Sanki yapıta adını verecek kadar mühim bir durum değil de önemli ya da önemsiz pek çok ifadenin arasında yerini almaktadır. Bunun esas nedeni, yazarın kurguladığı, yaklaşık 1000 sayfa boyunca tek cümle olarak gördüğümüz bilinç akışı anlatımdan kaynaklıdır. Eserin orijinal halinde nokta yerine kullanılan “the fact that” kalıbı tam 19.000 kez geçmiştir. Ördekler, Newburyport’ta “gerçek şu ki” olarak çevrilen ifade, metinde nokta yerine kullanılmaktadır. “Gerçek şu ki” olarak gördüğümüz her yer aslında yeni bir cümledir. Böylesi bir yapının varlığı, yaklaşık bin sayfa boyunca Dünya edebiyatında pek de görülmemiş şekilde, tek tümce görmemize neden olmaktadır.

Romanın ilginç yapısı sadece bundan ibaret değil. Eserin açılışındaki bölüm, kurallı cümlelerden oluşan, üçüncü şahıs anlatıcıyı gördüğümüz bir anlatıma sahip. Bu ikili yapı roman boyunca sürmektedir. Anlatıcının üçüncü şahıs olduğu kısımlarda dişi bir dağ aslanının (puma) yavrularıyla olan hikâyesine konuk oluyoruz. Tahmin edebileceğimiz gibi burada ekolojik dengenin yok oluşuna, vahşi hayvanların doğasının nasıl bozulduğuna, aslanın kaybolan yavrularının peşinden gidişine ve kat ettiği mesafeye tanık oluyoruz. Kitabın sonunda pumanın eser boyunca takip ettiği yolun haritası bulunmaktadır. Romandaki ikili yapının birbirinden anlatım olarak farkını görebilmek için metnin açılışına bir bakalım:

“Uyuyan bir yavru tarafından yüzüne vurulan patiyle uyanmak. Kalabalık mağaradaki nemli, tüylü yakınlık bazen ona bulantıya veya can sıkıntısına benzeyen o fazla ılık hissi veriyordu. Uzun bacaklarını boşluğun izin verdiği kadar esnetirken kavisli patikalarda, geniş arazilerde geyik aramanın özlemini çekiyordu.” (s, 13)

Dişi aslanın yer aldı hikâye bir daha ancak 96. sayfada yeniden ortaya çıkıyor. Birkaç sayfa olarak gördüğümüz bu bölüm, romanın sonlarına doğru daha fazla görünse ve diğer anlatımla yolları kesişse de romanın yapısı içinde temel meselelerden birine değinen bir ikincil hikâye olduğunu söyleyebiliriz. Bunu Virginia Woolf’un Dalgalar romanındaki mimariye benzetebiliriz. Her ne kadar ikisi hem dönemsel hem de hacimsel olarak birbirinden farklı eserler olsa da Dalgalar’ın altı anlatıcıyla süren yoğun bilinç akışından sonra gelen italik kısımlardaki üçüncü şahıs anlatım metni rahatlatan, yoğunluğu hafifleten bir etkiye sahipti. Ördekler, Newburyport’ta da benzer bir durumun söz konusu olduğunu düşünüyorum. Romanın belirli yerlerinde birkaç sayfayla okuduğumuz dişi pumanın hikâyesi, sayfalar boyunca süren, paragrafsız olarak ilerleyen ve tek cümleden oluşan anlatımın yoruculuğuna bir nebze ara vermemizi sağlamaktadır.  

Dişi aslana dair anlatımın dışında kalan ana kısmın içeriğine baktığımızdaysa binin üzerinde konu, olay ve karakterin var olduğunu söylersem sanırım abartılı olmaz. Anlatıcıyı orta yaşlarda, geçirdiği kanser rahatsızlığından önce bir üniversitede tarih dersi veren, dört çocuğa sahip, ikinci eşi Leo’yla evli, ev ekonomisine katkı sağlamak için elmalı turtalar yapıp kendi imkânlarıyla yaşadığı Ohio eyaletine bağlı Newcomerstown köyünde satmaya çalışan, hem ailesi, hem ülkesi hem de dünya için endişelenen bir kadın olarak özetleyebilirim. Amerikan popüler kültüründen Trump’a, salgın hastalıklardan iklim krizine, sokakta yaşanan şiddetten küresel sorunlara kadar insanları endişelendiren çok sayıda konuya bilincinin akış hızında değindiğini görüyoruz.

Romanın içeriği her iki hikâyede de oldukça güçlü olmakla birlikte eseri asıl öne çıkaran biçimsel yapısıdır. Nokta yerine “the fact that”  ya da çevrilen haliyle “gerçek şu ki” kalıbının kullanılması, bu kısmın tek cümle halinde ilerlemesi ve paragrafların olmayışı, cümleler arasında döngüsel halde serbest çağrışımla süren bir anlatımın olması, bu çağrışımların kimi zaman anlamla kimi zamanla da sesle devam edişi, “değil” kelimesiyle anlatımın yön değiştirmesi, pek çok kısaltmanın bulunuşu, müzik simgesiyle nitelenen yüzlerce şarkıdan mısraların yer alışı, kimi yerlerde yaklaşık bir sayfa boyunca listelemenin yapılması, tamamen büyük harfle yazılan kelimelerin varlığı, italik karakter kullanımı, koyu olarak yazılmış sayıların yer alışı gibi neredeyse sayılamayacak kadar biçimsel işin olduğu bir roman Ördekler, Newburyport.

Bu eseri bilinç akışıyla yazılmış benzerlerinden ayıran en önemli nokta, metnin çağrışımla ilerlemesidir. Anlatıcının zihin akışının sürekli olarak yön değiştirmesinde birbiriyle alakasızmış gibi görünen çağrışımların büyük bir etkisi var. İncelememin son bölümünde orijinal metin ve çeviri arasında karşılaştırmalı olarak sizleri anlatıcının çağrışımlarıyla baş başa bırakıyorum. 

“The fact that the only fun part is deciding on canapés, cocktails, cock-a-doodle-do, cock, oh my word, the fact that words into just pop into my had like that, dear me (…)” (s, 3)

“Gerçek şu ki daveti düzenlemenin şunlara karar verme kısmı, kanapeler, kokteyller, kokpit, koko, pipi, ay üstüme iyilik sağlık, gerçek şu ki kafamda kelimeler böyle birden beliriveriyor, olur şey değil (…)” (s, 15)

“The fact that Mozart had a starling, the fact that female starlings sing too, not just male starlings, murmurations, Ohio Blue Tip matches, phone call, a big ask, the fact that I don’t know where my cell phone is (…)”(s, 5)

“Gerçek şu ki Mozart’ın bir sığırcığı varmış, gerçek şu ki dişi sığırcıklar da ötüyor, yalnızca erkek sığırcıklar değil, sığırcık sürüsü, Ohio Blue Tip kibritleri, telefon görüşmesi, büyük bir rica, gerçek şu ki cep telefonumun nerede olduğunu bilmiyorum (…)”(s, 17)

KAYNAKÇA

Ellmann, Lucy. Ördekler, Newburyport. Ankara: Yedi Yayınları, 2023.

Ellmann, Lucy. Ducks, Newburyport. Windsor: Biblioasis, 2020.

Woolf, Virginia. Dalgalar. İstanbul: İletişim Yayınları, 2001

Ördekler, Newburyport
Lucy Ellmann
Çevirmen: Mahir Koçak
Yedi Yayınları
Roman / 1043 sayfa

Veveya Kitap 15 / 20 Mart 2024

Veveya Kitap 15 / 20Mart2024
Yukarı