January’nin On Bin Kapısı / Kahraman Çayırlı

January’nin On Bin Kapısı / Kahraman Çayırlı

Dönüp dolaşıp kendi labirentinin başlangıç noktasına geri geldiğini, hep yanlış renkte ve arada olduğunu hissediyor January.

Kelimelere genellikle her birimiz farklı farklı anlamlar veriyoruz. Çoğu zaman işler bu yüzden karışabiliyor çünkü kelimeler için her birimizin zihninde farklı imge yükleri var. Bu kez harflere bile anlamlar yükleyen bir roman karakterimiz var ama önce yazarımızı tanımamız gerekiyor. Kısa öyküsüyle Hugo Ödülü kazanan Alix E. Harrow henüz 32 yaşında. İlk romanı On Bin Kapı da Hugo En İyi Roman, Nebula En İyi Roman, Locus En İyi İlk Roman gibi birçok ödüle aday gösterildi. Amerikalı bilimkurgu ve fantezi yazarı Harrow belli ki yeni romanlarıyla ödül listelerine ismini yazdırmaya devam edecek.

On Bin Kapı bir büyüme hikayesi. Yedi yaşında iken bir öte-evrene açılan bir Kapı keşfeden January’nin büyüme yıllarını okuduğumuz roman hakikaten bir çırpıda okunuyor. January, Kapı derken K harfini (ve roman ilerledikçe bazı harfleri de) bildiğimiz standart kapılardan bahsetmediğini anlayalım diye hep büyük yazıyor. Harflere çok fazla anlam yüklüyor January.

January, kocaman bir malikânede, Cornelius Locke isimli zengin bir koleksiyonerin vesayeti altında yaşarken, Cornelius Locke için sanat eseri avcılığı yapan babası eve giderek daha az uğruyor. Derken babasının öldüğünü öğreniyoruz. Köpeği Bad ile koca evrende yapayalnız kalan, öksüz bir kız. Babasının ölümü ve bulduğu “On Bin Kapı” adlı kitap, romanın gerçek merkezini kaydırmaya başlıyor. Aşk, ailesi, deri kitaptaki Adelaide ve dünyanın muhtelif yerlerinde keşfettiği onlarca kapı… Okur olarak biz de Kapıdan Kapıya savruluyoruz.

Aynalar akar, masallar dağılır

On Bin Kapı, sonda söyleyeceklerini başta söyleyen bir roman. Bir kök-bulma romanına da dönüşüyor sonraları. Muhtelif yüzleşmeler, apansız yanlış anlaşılmalar yaşananları mütemadiyen değiştiriyor. Dönüp dolaşıp kendi labirentinin başlangıç noktasına geri geldiğini, hep yanlış renkte ve arada olduğunu hissediyor. Belki de zaman zaman birçoğumuz gibi.

Bazı romanlar cam ayakkabıların, altın yaldızlı aynaların, yabancı masalların romanı değildir. Ayakkabılar kırılır, aynalar akar. Masallar dağılır. Kimse kendi yüzünü tanıyamaz. İnsanın çok içerilerine işleyen January’nin romanı, Kapıları da onlardan. Çok zor, çok tuhaf, çok hızlı bir sürükleniş. Hiç durmaması hep kaçması gerekiyor January’nin. Birçoğumuz gibi.   

On Bin Kapı
Alix E. Harrow
İthaki Yayınları
Türkçesi: Başak Bekişli
Roman / 432 sayfa

Yukarı