Lekeler ve Susmalar Üzerine / Arzu Anlar Saraç

Fotoğraf: Hasan Aydın

Figen Alkaç’ın son öykü kitabı Yanlışlıkla Mutlu Doğan Kitap tarafından 2023 yılında yayınlandı. Dört uzun öyküden oluşan kitap yazarın 3. öykü kitabı. Alkaç’ın, insan psikolojisini derinlemesine anlama ve duygusal zenginlikleri etkili bir şekilde anlatma yeteneğinin metinlerinde öne çıktığını rahatlıkla söyleyebilirim. Öykülerinde, içine doğduğu toplumun cehaleti, kötü sosyoekonomik durumu ve kadın kimliğinin dezavantajlarıyla hayata bir sıfır yenik başlayan kız çocuklarını ana karakter eksenine oturtmuş olan yazar, bize Yanlışlıkla Mutlu’luğun resmini çizmiş. Çok çeşitli anlatım teknikleriyle yoğurduğu metinlerinde dramatik etkiyi de hiç tereddütsüz ustalıkla kullanmış. Bu yüzdendir ki kitabı okurken bazen gözlerinizin dolmasına, nefesinizin tıkanmasına ve öfkenin sizi usulca ele geçirmesine hiç şaşırmamalısınız.

Sussam da sen duy beni

Kitabın ilk öyküsü “Kalabalığın m’si” Bireyselliğini kazanmak isteyen, cesur, varlığının bilincinde ve zeki bir kız çocuğunun ağzından dinliyoruz öyküyü. Yazar karakteri oldukça derinlemesine işlemiş, onu vurucu imgelerle şekillendirmiş böylece metni karakterin yazdığına okuru kolaylıkla ikna edebiliyor. Misal; anlatıcı karakterin M ve Z harfleriyle olan derin ilişkisinin, kelimelere olan düşkünlüğünün altını koyuca çizerek aslında bize edebiyata yatkın, fazlasıyla kıvrak zekalı bir kız ile karşı karşıyasınız düşüncesini aşılıyor. Böylece küçük kızın sarf ettiği o büyük felsefi söylemleri yadırgamıyoruz. “Herkes bilmese de bana göre harflerin bir sürü hali vardır. Yalnız olanı, kalabalık olanı ve hatta kalabalıkken bile yalnız olanı vardır. M tek kişiliktir mesela. Sadece kurduğum hayallerde mümkün olsa da vardır.” (s, 11) Kaldı ki bir çocuğun ağzından yazmak, o kıvamı tutturmak pek kolay değildir. Fakat Alkaç karakteri kurgulama ve yansıtma konusundaki maharetiyle bunu kotarmış görünüyor.

Adını henüz bilmediğimiz, yalnızca Kıdo lakabıyla tanıdığımız anlatıcı, öykü boyunca iç döküyor. Küçümsenmişliğini, susturulmuşluğunu ve bu minvaldeki türlü sıkıntılarını okurla dertleşir gibi paylaşıyor. Anlattıkları çocukluğumuza pek de uzak olmayan şeyler. O zamanlar gözümüze kocaman görünen dertler, tasalar, acılar… Doğal olarak bunları anımsamak okuru hızla çocukluğuna ışınlayabiliyor ve Kıdo’yla empati kurmak kolaylaşıyor. Gözlemci, dik başlı ve belli ki kitapların tedrisatından geçmiş bir kız çocuğunun, feminist ilk adımlarının yankılarını duyuyoruz. Bu adımlar her ne kadar baskılandığı toplumca hor görülse de içimizden “Yürü be kızım,” demekten kendimizi alamıyoruz. Bazı gerçeklerse pek değişmiyor.

Aslında sosyoekonomik bakımdan kötü bir ailenin, babasız kızların, kocasız bir annenin, evladını kaybetmiş bir ninenin ve evin yükünü sırtlanıp mecburen baba rolüne bürünmüş bir abinin hayata bir şekilde tutunuşunu görüyoruz.Alkaç, çocuk sesiyle bu acıları perdeleyerek metni dramdan uzaklaştırıp ironik bir şekilde aktarıyor. Büyük acılarına küçük acılarını kalkan yapmış bir çocuk vasıtasıyla bize alternatif bir Polyanna hikâyesi sunuyor.

Susmanın Ter Kokusu, Kelime Soyan

Alkaç öykülerinin kimi iç monolog şeklinde ilerlerken kimi tanrı anlatıcıdan karakter içi tanrı anlatıcıya evrilerek karşımıza çıkıyor. Kitabın ikinci öyküsünün merkezinde, çevresinden gelen sesleri ve sessizliği dinleyerek zihnindeki kavramları bir imaja dönüştürmeye çalışan, oldukça meraklı bir kız çocuğu olan Nazife var. “Ağız dalaşı ve hatta bazen sert çarpılan kapılar ve tokat. Çat. Pat. Küt ve sonra olanca sesten ötürü değil, çocuk üzülmesin diye sessizliği seçen teyze gözyaşı.” (s, 37) Karakterimiz öykü boyunca teyzesinin evinde ve çevresinde gelişen olayları kendince algılamaya çalışıyor. Teyze, enişte, eve girip çıkan tanımadığı bir kız ve bunların aralarındaki tuhaf ilişkiler sarmalına tutunarak kadın, erkek ve cinsellik gibi kavramları anlamlandırmaya çalışıyor. Nihayetindeyse Nazife’nin kendi cinselliğini keşfine evrilen oldukça cesur bir öyküye dönüşüyor.

Cinselliğin keşfi üçüncü öyküde adının Nergis olduğunu öğrendiğimiz, öncesinde Kıdo lakabıyla tanıdığımız karakterin daha çok cinsiyetini anlamlandırma çabası olarak çıkıyor karşımıza bu kez. Burada Nergis normların dışında davranışlar sergilediğinden dolayı kendini erkek gibi görüyor, görmek istiyor. Fakat hormonal ya da cinsel bir istek değil bu. Daha çok kadınlığın içine hapsolduğu kalıplar yüzünden duygusal ve toplumsal bir başkaldırı. Ona göre erkek ve kadın cinsiyeti terazide eşit değil. Kendi cinsiyetinin dezavantajlarının farkında ve bunun suçlusunun bedeni olduğunu düşünüyor. “Ben de yüzümü silmek istesem, yok temizlemek değil, silmek. Kaşımı, gözümü, burnumu ve kızılan bir anneye benzeyen yerlerimi silebilsem ve yeni bir yüz çizsem kendime.” (s, 61) Ve yine aynı öyküde Nergis, mahalle baskısı, devlet, toplum, düzen ve düzene karşı sorulan sorular üzerine sokratik sorgulamalar yapıyor.

Yalnızlığın Rengi

Kitabın son öyküsü büyük bir dramın etrafında yoğunlaşıyor. 3. tekil anlatıcı, gerçeklerden kaçıp sırtını rüylara yaslayan Gülmira’nın zihninden sesleniyor bize. Gülmira, kimselerle paylaşamadığı yalnızlığını, gerçeklere olan tahammülsüzlüğünü, yaşama karşı kaybettiği istenci bir sandığa kilitleyip rüya denizine bırakmış bir kız. Alkaç, Gülmira’nın aracılığıyla intihar eden, öldürülüp intihar süsü verilen, ölümleri sayılara saklanan, acıları sessizlikle örtülen sus pus evlerin sesi oluyor bu öyküde. “Rakamlara dök. Böl, çarp bitsin. Bir de istatistik yaptın mı ne acı kalır ne yas. Geçen sene pencereden atlayan kız sayısı. Artık kızları unutabiliriz. O atlayan, susan kız değildir, yani. Şu kız bile değildir artık. Sadece bir sayıdır. Oh be rahatladık vallahi.” (s, 84)

Figen Alkaç klasik öykü türünün sınırlarını zorluyor Yanlışlıkla Mutlu’da. Öykülerinde eser miktarda kullandığı diyalogların sahiciliği dikkat çekici. Bazen öykülerin akışını takip etmek biraz zor olabiliyor. Bu akış sırasında karakterlerin çokça düşünsel sıçramalar yapması okurun izlekten sapmasına neden olabilir. Fakat önünde sonunda özellikle kadınların kendi çocukluğuna dokunabilmesine yol veren öykülerden alınan haz buna fazlasıyla değer.

Yanlışlıkla Mutlu
Figen Alkaç
Doğan Kitap
Öykü / 104 sayfa

Veveya Kitap 14 / 05 Mart 2024

Veveya Kitap 14 / 05Mart2024
Yukarı