Renkli, Şekerli Kuklalar Yok / Kahraman Çayırlı

Renkli, Şekerli Kuklalar Yok / Kahraman Çayırlı

Selahattin Enis’in Bataklık Çiçeği’nde kaleme aldığı öyküler çok sert, pek çok yönden çok da cesur. Bu yüzden bu öyküleri daha fazla okumalıyız.

Okuduktan sonra. Kırık camlar gibi, insanın içine oturan bulutlu öğleden sonraları gibi kaldım. Balkonlara çiçek de dikseniz, perdeleri de değiştirseniz pek bir şey değişmez; bazı kitaplar aslında çok az kitap böyledir. Kimi film kareleri gibi bir ağırlık, kitap bittikten sonra aklımdan, içimden hiç gitmedi. Kırık döküklükler, köhne yerler, hep gittiğinden daha azıyla geri dönmek, olanı da kaybetmek. Fazladan yükler belki. Üstünüzde sizinle gezen. Aşk ise en zoru, en kırılganı, en kırıcısı, en plastik olmayanı, en dolambaçlı halleri. Sınırlar çok daha bulanık. Selahattin Enis’in Bataklık Çiçeği’ni okuduktan sonra epey bir süre böyle gezindim. Bu kitaptaki öyküler bilindik ne kadar çerçeve varsa yerinden ettiği gibi, tutkuyu, hisleri ya da bir öykünün hudutlarına ne kadarı sığıyorsa hepsini dağıtıyor. Okurken sizi milyonlarca parçaya ayırıp sonunda yeniden birleştiriyor.  

Peki Bataklık Çiçeği bu güce, edebi kudrete nasıl ulaşıyor? Birincisi Selahattin Enis’in seçtiği mekanlar ve karakterler söz konusu sertliğin, çarpıcılığın belki de en önemli basamağı. Yılanlar, çamurlar, geceler, şehir çeperleri arasında sayfalarda dolaşırken ya da yerden yere çarpılırken diyelim yazarın üslubunun çok öfkeli, sert ve gerçek olduğunun altını çizmeliyiz. Bu öyküleri çok değerli kılan bir başka katman ise kesinlikle sosyolojik veçheleri. Toplumun ikili ahlak anlayışını çok iyi analiz edip söküyor yazar.

Bataklık Çiçeği’ni okumadan önce ve okuduktan sonra kesinlikle aynı kişi olmadığımı düşündüm. Bence iyi bir öykü, şiir, roman velhasıl kitap, film ya da albüm işte bunu yapmalı. Bizi değiştirmeli, dönüştürmeli. Sarsmalı. Edebiyat plastik oyuncaklarla ya da renkli, şekerli kuklalarla steril bir dünyada durduğunda gerçek hayatın çok önemli bir kısmını ıskalamış oluyor. Halbuki sarsmalı bu kitabın öyküleri gibi. Alaşağı etmeli.

Bu yüzden Bataklık Çiçeği’ni okumanızı çok istiyorum. Bu zor, bu her açıdan çok cesur öyküleri yazıldıkları yıllardan bir asır sonra okuyor olmamız ve şimdi de bu kadar çarpıcı olmalarını ayrıca düşünmeliyiz.   

Bataklık Çiçeği
Selahattin Enis
İş Bankası Kültür Yayınları
Öykü /120 sayfa

Yukarı