Seçimlerinizin Yanında Seçemedikleriniz / Yaşar Ercan

“Hayat, seçimlerinizin yanında seçemediklerinizin toplamıdır.”

25.03.2024

Seçim bitmeden sokaklarda hunharca dolaşan siyasi parti otobüsleri milleti rahatsız etmekten geri durmayacaklar sanırım. İletişim çağında, ekonomik sıkıntıların ayyuka çıktığı bir dönemde yokluk demeden, israf demeden geceli gündüzlü gezen bu araçların yakıtını kim karşılıyor? Hem insanları yüksek sesle rahatsız edip hem de oylarına talip olmak nasıl bir anlayışın ürünüdür aklım almıyor. Birçok seçim gördüm ama parti otobüsü dolaştırarak seçmenin oy tercihini lehine çevirene rastlamadım. Ha parti otobüsünden yayılan bangır bangır sesle oyunu belirleyen bir seçmen varsa ona da yazıklar olsun.

26.03.2024

Gece boyu yağan yağmura bakılırsa çiçek açan ağaçların umduğu sıcaklık biraz geç gelecek.

27.03.2024

Sosyal medyadan takip ettiğim günümüz yazarlarının birkaç aydır konuştuğu bir kitap vardı. Bu kadar konuşulunca merak ettim ve kitabı geçtiğimiz günlerde aldım. Bugün okuyabildim. Billur Örüntüler. Rıdvan Hatun’un ilk kitabı. Açıkçası ilk öyküsünde geçen billur örüntüler tamlamasının kitaba adını verecek kadar güçlü olduğunu düşünmüyorum. Bu öykünün anlatım tarzı bana Ferdi Çetin’in kaleminden çıkan ve YKY tarafından basılan Evimizi Böyle Yaktım adlı kitabı anımsattı. Çoğu yazarın kitabı beğenmelerine önayak olan bu öykü için “yeni bir öykü dili geliştirmiş”, “kendine has bir üslup kullanma çabası içinde”, “kendi öykü dilini inşa etmiş” gibi yorumlar okudum. Bana göre kitabın gücü satırlarından sızan gerçek hayat örüntülerine dayanıyor. Bireyci, sert, varoluş mücadelesi veren öyküler. Bireyin iç sesine kulak veren öyküler. Dile hâkim ama yazım kurallarına önem vermeyen öyküler. Kurmacanın gerçeklikten kopamadığını bir kez daha dillendiren öyküler. Yaratıcılıktan ziyade yaratılan öz yaşamlardan beslenen öyküler.

“Pide almayı unuttuğumuzu annem kapıyı açınca hatırladım. Sofrayı çoktan kurmuştu. Bize kızdı. Bana bir tabakta üç tike kızarmış et uzattı.

            Yok, pilavla salata istiyorum.

            Annem şaşırdı. Babam da şaşırdı. Hatta ben bile şaşırdım. Annem kaşlarını çattı, babama döndü. Vallahi ben ağzımı açmadım, dedi babam. Ne haliniz varsa görün, diye azarladı bizi. Pilavlarımızı kaşıklarken babamla göz göze geldik. Köprüdeki gibi gözlerini kıstı, yanağındaki çizgiler çıktı.” (s. 27, Billur Örüntüler)

28.03.2024

Konya Devlet Tiyatrosu’nun hazırladığı Kadınlar İstasyonu adlı oyuna gittik. Tek perdelik, beş oyuncuyla oynanan yer yer duygusal, yer yer trajikomik kısacık bir oyundu. Oyuncular replikleri takılmadan söylerken ezber yeteneğimin olmayışına üzüldüm. Birkaç çocuk şarkısı ve şiir dışında ezberimde anlam bütünlüğü olan bir metin yok. Oysa insan zihni en özel saklama alanıdır. Sınırsızdır, biriciktir. Okumayla çözülebilecek bir sorun olduğunu varsaydım bir dönem. Sonra yalnızca öyle olmadığına ikna oldum. Ezberde tutmak da bir meziyetti. O meziyete sahip değildim. Biraz da gerçek yaşamda sohbet ettiğimiz insanların azalmasıyla ilintili olabilir. Konuşmak da elzem bir ihtiyaç.

29.03.2024

Menekşe kitaplarımın arasında küçük bir kâğıda yazılmış akrostiş bulmuş. 2011’de yazılmıştı. Çağlar geçmiş gibi üstünden:

Yürürken aylar yıllar izinsiz

Ayak izi kalır dünlerin
Şanslıyım, benimsin, gülüşü eşsizim
Ardına düştü şimdi tüm izlerin
Rengini bulmalı gözlerim, bizin

30.03.2024

İnsan ilk günlerdeki gibi açlık çekmiyor ama ilk günlerdeki enerjisi ve gücü de kalmıyor. Ramazan ayının beni yorduğunu, iştahımı neredeyse tamamen kestiğini, güçsüzleştirdiğini, soldurduğunu söylemeliyim. Yine de bir şekilde düzene soktuğu, terbiye ettiği gerçek. İnsan bu tür durumlarda kendini, toplumu, doğayı, yaşantıyı, tanrıyı, geleceği daha çok sorguluyor. Tüm dünyada huzurun, barışın, insancıl yaşamın, paylaşmanın egemen olduğu bir dönemin başlamasını diliyorum. İnsan olmak başka nedir ki.

31.03.2024

Seçim Günü: Oy, sandık, pusula, zarf, mühür, millet, irade, çetele, partili üye.

“Kimliğim evde kalmış da oy kullanabilir miyim?”

-Hayır.

“Eşimin yerine oy atabilir miyim?”

-Atamazsın.

 “Sayımı erken yapsak olmaz mı?”

-Olmaz.

 “Yanlış oy attım yeni pusula verir misiniz?”

-Veremeyiz.

“Ben müşahidim.”

-Ne güzel.

“Sandıklara sahip çıkalım.”

-Tabii ki.

“Eşim kanser hastası arabada bekliyor, oyunu arabada kullansa olur mu?”

-Olmaz.

Yukarı