Kara Yılan Hesap Soruyor / Yavuz Arkın

Kara yılan öldürüldüğünde eşi en fazla on dakika sonra gelirmiş, eşinin öldürüldüğü yere. Geliyor, sevdiğini öldürene hesap sormaya geliyor. Yazar ve şair arkadaşım Özlem Çallı da şahit olmuş uzaktan da olsa, o kara yılanın gözlerindeki sevgiye…

Diyor ki; “Seven, hesap soruyor. Sormalı!”

Yeni doğan kedi ufacık patileriyle hem anasına hem kardeşlerine dokunur; o bile hesap sorar sevdiklerine. Yalnız bırakmayın beni dercesine ayırmayın bizleri, sahiplenenler bilsin; sevenler bir gün yeri gelecek hesap soracak kendilerinden.

Şahmaran kendisini padişaha sunan Cemşab’a hesap sormamış, belki de soramamış. Feda etmiş kendisini aşkı için aşığının aşkı için, gözlerindeki sevgiyi feda etmiş kendi bedeni gibi. Zamanı geldiğinde Şahmaran’nın hesabını soracaktır sevdiği yılanlar belki de sormaktadır.

Türklerde kullanılan 12 hayvanlı takvimde 6. yılın adı “yılan yılı”dır. Yılan yılının kısa ve yumuşak geçen bir kışa sahip olduğu, bu yıl içinde yiyecek fiyatlarının arttığı, kıtlık görüldüğü söylenir. Gariban da hesap sormalı sevdiğinden, ona analık eden tabiattan da.

Adem ile Havva’yı yasak meyveyi yeme konusunda kandıran ya da ikna eden yılan sürünmeye mahkûm edilmiştir. Bu olaydan sonra şeytanın veya şeytanlığın sembolüdür artık yılan. Havva hesap sormalı Adem’den, Adem kimden hesap sorsun, insanlık cennet için çabalayadursun biz kimden hesap soralım?

Gılgamış Destanı’nda ise, Lokman Hekim de Gılgamış da ele geçirdikleri iksiri yılana kaptırır. Böylece insan, ölümlülüğe mahkûm olur, yılan ise sonsuzluğu ele geçirir. Bu yılanın tanrılaşması demektir. Bu efsaneden hareketle yılanın, niçin sağlıkla ilgili bir sembol olarak kullanıldığı da açıklık kazanır. Sağlığını kaybeden hasta, sevdiğini kaybeden aşık hesap sormalı hem Gılgamış hem de Lokman Hekim’den.

Türkçede yılanın adının telaffuz edilmesinden bile hoşlanılmadığı için yerine: “ala genevir”, “babaköş”, “boz yürük, “kabran” (kör yılan), “kıvrık”, “oklacık”, “sarıbek”, “uzun kız”, “yerde gezen” “yüğrük”, kullanılır, yılan uydurduğumuz bu sözcükler için bizden hesap sormalı.

Anadolu’daki yaygın inançlardan birine göre bir yılan öldürülüp ağaca asılırsa yağmur yağar. Yağmur duasına çıkan köylüler buna önem verirler. Öldürülen yılan suya atılırsa veya yitip giderse yağmur durma gittikçe şiddeti artar, ortalığı sel basar. Köylerde, küçük yerleşim yerlerinde yılanla ilgili büyüler yapılır. Yılan yeri gelir tabiattan hesap sorar, sevdadır ne derseniz deyin sevdiğinin gözünde, cennet meyvesidir kovulursa kovulsun, Şahmaran’ın en hakiki dostudur, veba değil şifadır. Karadır belki ama sevdadır, soracaksa aşıklar sorsun hesabı!

“Sevda” Arapça kökenli bir sözcük olup svd kökünden gelmektedir. Kelime anlamı Arapça “kara şey, kara safra” olarak bilinen sevda hastalığa tutulma halini anlatır. Karadır sevda, gözünü karartır sevdalının, kara yılanın sevdası sevdiğinin gözünde kendini bulur, kendini onu gözünde görür. Onun uğruna hesap sorar, kendini ısıran sevdası olsa da. Kara yılan sevdasına, sevdalı aynadaki haline hesap sormalı!

Yukarı