Ömürsüz Kelebek / Yavuz Arkın

Hayata merhaba diyen bir yumurtacık, anne ve babasının armağanı. Kısa sürede ne olacağını bilemeyen bir canlı. Aşama aşama gelişecek, kendini yenileyecek, birçok şeyi geride bırakıp, kendini var edecek.

Yemyeşil yaprak yuva olacak ona, yumurtasını kırdığında hayat verecek. Parça parça yiyecek yaprağı, yuvasını. Yok ettiği şey sayesinde var olacak, varlık olacak.

Zamanı geldiğinde o da konuşmaya başlayacak ve hiç susmayacak. Kimse de ondan istemeyecek zaten susmasını. Konuş diyecekler, anlat, içinde ne varsa anlat. Ne yaşadığını ne yaşamak istediğini ne yaşamamız gerektiğini anlat.

Çok fazla kalmayacak kozada, fazla da zamanı yok zaten. Bir an önce hayata doğru kanat çırpacak. Çıkar çıkmaz önceleri şaşkınlık yaşayacak, umduğu gibi olamayacak belki de. Yine de yılmayacak, çabalayacak; kendi gibi olmak için.

O şimdi bir kelebek, hem de inanılmaz renklere sahip, asla bir başkasına benzemeyen. Onun gibi binlercesi, milyonlarcası ile birlikte yaşayacak, uçacak uçacak.

Ağlayan bir bebek, ilk doğduğunda hissettiği neyse gülerek değil de ağlayarak dünyaya gelen bir canlı. Çevresindekilere bir tek kelime bile edemeyen suskunluk. Dilsel suskunluk bedensel konuşma.

Bilemeyecek kim olduğunu ne olduğunu ne olacağını, kim olacağını. Seçme şansı yok belki de. Belki de var. İstediklerini anlatmak için bir dili olacak, olmalı. Başkalarının dilini önemsememeli kendi dili olmalı, sadece ona özgü bir dil. 

Ayrılmış annesinin bedeninden, güvenden güvensizliğe, bilinmezden bilinmeyene atılmış bir adım. Korkuyu hissedecek, nerede olduğunu, etrafındakilerin kimler olduğunu tanıyamayacak; hatta annesini bile. Hislerinin dilini çözmesi gerekecek en başta, sonra sıra gelecek sahip olduğu bilincin dilini konuşmaya.

“A” diyecek annesi, dediği “A” asla kendi söylediği “A” gibi olmayacak. Nasıl olsun ki, bu “A” onun beyninden çıkan, yaşadığı deneyimlerden, okuduğu kitaplardan, etkilendiği filmlerden, resimlerden, duyduğu müzikten gelen bir “A”.

O kendi “a” sını söyleyecek, küçük bir “a”. Ama ona ait olan bir “a”, başkanın olmayan. Kendisinin tanımlayacağı, babanın da olabilir bu “a” annenin de.

Okula başlayacak, ilk öğretmenini, ilk arkadaşlarını tanıyacak. İlk girdiği derste öğretmeni “A” yı öğretecek ona. Daha önce duyduğu bildiği bir “A” bu. Merak edecek bu “A” yı, daha öncekilere benzemiyor çünkü. Kafasında bir dolu soru işareti oluşacak artık.  Geçmiş kalacak yerinde, şimdiyi yok edip onu gelecek yapacaklar kendilerine. Anın belleği kalmayacak kesinlikle, yok olup gidecek. Hafızalarda kalmayana kadar devem edecek bu, gün gelecek geçmiş de silinecek ve geriye sadece gelecek kalacak. 

Yukarı