Polat Özlüoğlu “Öykü Yollarında” Sorularını Yanıtladı

Öykü Yollarında (eski adı: Hey 15li 15li) anketi: 2013 yılında Ercan y Yılmaz editörlüğünde yayım hayatına başlayan Oğlan Bizim Kız Bizim Fanzin için Veysi Erdoğan, Nurullah Kuzu ve Ercan y Yılmaz tarafından oluşturuldu. OBKB Fanzin‘in yayım hayatı son bulunca anket Özcan Karabulut editörlüğündeki 14 Şubat Dünyanın Öyküsü Dergisi‘nde, ardından Öykü Gazetesi‘nde devam etti. Öykü Yollarında anketi Arzu Anlar Saraç yürütücülüğünde Veveya‘da devam ediyor.

1.İyi ki bu kitap var.

Murathan Mungan’ın Yaz Geçer kitabı iyi ki var. Dönüp dönüp okuduğum bir şiir kitabıdır. İlham verir her daim, içimi burkar, bilmediğim kapıları aralar her sayfası.

2. Hep yazsa da okusam.

Yerli edebiyatta her zaman yeniliğini, gücünü kaybetmeyen ve her zaman tazecik olan Füruzan var ilk aklıma gelen. Latife Tekin, Birhan Keskin, Şule Gürbüz, Aslı Erdoğan, Yalçın Tosun da keza beklediğim yazarlar arasında. Çeviri edebiyatta ise İan McEwan ile Julian Barnes ne yazsa okuyacağım yazarların başında gelir. Her kitabını heyecanla, merakla beklediğim yazarlardır kendileri.

3. Önemli bulduğunuz edebiyat olayı.

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanının tefrika edilmesi bence. İlk modern Türk romanı olarak sonrasında gelen romanlara fener ışığı olmuştur. Eski-yeni, doğu-batı, geleneksel ve modern değerler arasında gidip gelen zamansız bir kurmacadır bence bu roman.

4. Okuduğunuz öykülerde sarsıcı olduğunu düşündüğünüz ilk ve son cümle.

Az çok her insanın bir şeye karşı iptilası oluyor” ilk cümle, “O canım tohumlarını yere saçan, sonra da üstünden geçip çiğneyen bu hışır, bu anlayışsız, bu merhametsiz insanları görmemek için başını hafifçe önüne eğdi.” son cümle. Sevgili Haldun Taner’in Sebati Beyin İstanbul Seferi isimli öyküsüne ait.

5. Size beş kelimenin mülkiyetini teklif etseler hangilerini seçerdiniz?

Hüzün, diğerkam, vicdan, müstesna, yas…

6. Yazarken kurtulamadığınız temel izlekler.

Ölüm, yas, yalnızlık, öteki olmak, kadın olmak ve çocukluk üzerine en çok düştüğüm ve kafa yorduğum izlekler. Kutsal olduğu her daim dayatılan “aile” kavramını irdelemeye ve içini deşmeye çalışırken öykülerde çokça şiddet ve eril tahakküm ile yüz yüze geliyorum. Çocukluk yaraları, yoksunlukları ve korkularını kaleme almayı önemsiyorum. Mutsuz çocuklarla dolu bu coğrafyada ölüme ve yoksulluğa yazgılı hayatlara dokunmak önemli zannımca.

7. Keşke yazmasaydım dediğiniz.

Bir kere yazmışsam kesinlikle yazılması, benden çıkması, hayata karışması, sayfalara kazınması gerektiğine inananlardanım. O yüzden yazdığım bir metinden asla pişman olmadım. Her daim yazmanın gücüne, büyüsüne, alameti farikasına inananlardanım. Yazmalıymışım.

8. Keşke ben yazsaydım dediğiniz.

Yusuf Atılgan’a ait olan Anayurt Oteli romanını çok severim. Aynı metni değil ama Zebercet gibi öyle akılda kalıcı, dışlanmış, modernitenin dışına itilmiş, yalnızlığa mahkum, hezeyanlara gömülmüş, tutarsız, acıya duyarsız, hayattan kopuk bir karakter yaratmak isterdim.

9. Filme çekilmesini istediğiniz öykünüz.

“Evde Bekleyen Biri” isimli öykümün filme çekilmiş olmasını isterdim.

10. En sevdiğiniz öykü kahramanı.

Öykü kahramanı değil ama Dava romanının anti-kahramanı Kafka’nın alameti farikası “Bay K” en sevdiğim kahramanların başında gelir.

11. En sevdiğiniz öykü mekânı.

Öykülerimde genellikle şehirleri mekan olarak seçsem de belirli bir sokağı, caddeyi, semti, ilçeyi yazmam. Benim mekanlarım her daim belirsiz, karanlık ve çıkmaz sokaklara dairdir. Genellikle öykülerde evleri yazıyorum, ev içlerini, odaları, kapıları, balkonları, pencereleri, eşikleri, mutfakları.

12. Ne güzel kapak olmuş.

Carys Davies’e ait olan ve Yüzkitap yayınevi tarafından basılan, Yasemin Akbaş’ın çevirdiği Kuytu isimli kitabın kapağı çok etkileyici gelmiştir bana. Bir de son yıllarda Jaguar yayınlarının kapaklarına hayran kaldığımı söylemeden edemeyeceğim.

13. Keşke çağdaşı olsaydım dediğiniz.

Marcel Proust, Jean Paul Sartre.

14. XXI. yüzyıl tarifiniz.

Bir şeylerin bittiğine, yeni bir dönemin başlayacağına, bir eşikte olduğumuza inandığımı söyleyebilirim. Aynı zamanda acımasız bir unutma çağındayız, belleksizliğe mahkum edilmiş bir dönemi deneyimliyoruz.

15.

a) Bir önceki sayının konuğu olan Mehmet Fırat Pürselimin size sorusu: Doğru zamanda karşınıza çıkıp hayatınızı değiştirmese bile hayatınıza dokunan kitap hangisidir?

Hayatıma her daim dokunan, sürekli sığınabileceğim, içinde kaybolabileceğim ilk kitap Küçük Prens’tir. Antoine de Saint-Exupery çağın edebiyat eserini bize hediye etmiştir adeta.

b) Bir sonraki söyleşide konuğumuza sorulmasını istediğiniz sorunuz:

Edebiyatımızın altın çağı var mı sizce?

Yukarı