“Yanlış Soru Doğru Cevap”ta Olvido Ayşe Akan var

“Yanlış Soru Doğru Cevap”ta Olvido Ayşe Akan var

Utku Yıldırım‘ın yürütücülüğünde Yanlış Soru Doğru Cevap konuşmalarında Olvido Ayşe Akan’la devam ediyor.

Neden edebiyat?

Ne bileyim okuma yazma bilmiyorken kendi kendime konuşuyordum. Öğrendikten sonra konuşacağıma yazayım bari dedim. Çünkü konuşurken bazen insanlar yakalıyor ve alay ediyor. Yazınca edebiyat falan diyorlar, hoşlarına gidiyor. Röportaj falan yapıyorlar. Bu arada sadece edebiyat değil, çanak çömlek de yaparım, seramik falan ama onlar pahalı şeyler. İsmet Özel de diyor ya “Resme merakım vardı, boya pahalı olduğu için şiire yöneldim. Bir kalem bir kâğıt.” Şimdilerde bizim için kalem kâğıt da pahalı ama neyse ki Google dokümanlar var. Uydurup uydurup kaydediyoruz oraya.

Aslında şöyle, tesadüfen bir masada denk geldiğim bir imam bana “Sen dinlerin varlığına değil kendine inanmıyorsun.” dedi. Çok doğruydu. Öykü kendi varlığıma inanmaya çalışma çabamdır.

“Adeta soğan kokan öyküler” övgüsünden etkilenip aldığınız öykü kitabından pastırma veya ançüez kokuları da gelmeye başladı. Yerellikten kafayı mı yiyorsunuz, neler oluyor?

Soğan kokan öyküler dendiyse sorarım; karamelize mi, çiğ mi, sokarıç mı diye. Sokarıç yağla salçayla kavrulmuş halidir soğanın, siz bilmezsiniz. Karamelize ise okumam. Çiğ ya da sokarıç olmalı. 

Yazar personanız var mı, varsa siz kimsiniz, yoksa siz kimsiniz?

Yazar personam var. İnsanlar öykülerimi okuyunca bunları sen yazmamışsın diyor. Evet yazan onların tanıdığı Olvido değil. Gördükleri dümdüz, sade, her türlü pozdan uzak, normal, hoş, uyumlu, bazen güldüren ama o kadar kıvrımsız ki sıkıcı bir Olvido Ayşe… Bu hayatta tek önem verdiği şey nasıl göründüğü olan basic bir kadınla karşı karşıya olduklarını sanıyorlar. Yazarken ise her türlü artistliği barındıran, şaşırtmacalı, yer yer ahlaksız, çoğunlukla düzenbaz, bilge, derin, yenilikçi, her an yeni bir şey öğrenebileceğiniz deli bir Olvido Ayşe ortaya çıkıyor.

Otobüse bindiniz, kartı bastınız, dülilüt sesi gelmedi de Azer Bülbül’den “Kurşun Yedim” çalmaya başladı. Yolcular size bakıyorlar. Ne yapacaksınız?

Ferdi Tayfur’dan “Beni Bu Şehir Boğuyor” çalana kadar kartı basmaya devam ederim. 

O kadar da önemli değil bu işler ya hani, önemseyenlere bir şey demek ister misiniz? Bir şey demek istemezseniz yedili hece ölçüsüyle bir dörtlük yazar mısınız?

Yedi çok az dokuzlu yazdım… Hemi de bir şey dedim…..

O kadar önemli bu işler

Not alın yoksa boşa gider

Sonra dersiniz neden böyle

Yazamam Olvimsi öyküler

Tıpkı Taşı

Olvido Ayşe Akan

Epona Yayınları

Öykü, 92 sayfa

Yukarı