Tarihin Günümüzle Buluşması: Aziz İle Nikola / Turhan Yıldırım

Fuat Sevimay’ın ilk olarak Ekim 2023 tarihinde İthaki Yayınları tarafından yayımlanan beşinci romanı Aziz ile Nikola, tarihin kurmacada yeniden yaratımına günümüz edebiyatından önemli bir örnek. Fakat bu eseri yalnızca tarihsel üstkurmaca üzerinden de yorumlayamayız. Yazar romanında kurmaca karakterlerine çağlar arası bir yolculuk yaptırmış. Eser boyunca gördüğümüz zamanlar arası düşsel seyahat, Aziz ile Nikola’yı tarihsel üstkurmaca tekniğini kullanan diğer kitaplardan ayırıyor. Aslında buna Fuat Sevimay okurları yabancı değil. Yazarın bir önceki romanı Benden’iz James Joyce’u okuyanlar, yapılan yazınsal oyuna aşinalar. O eserde Sevimay, İrlandalı ünlü yazar James Joyce’u mezarından kaldırıp Gezi Parkı Eylemleri zamanının İstanbul’una getirmişti. Romanın ilerleyen bölümlerinde de James Joyce’un yaşadığı döneme dönülmüştü. Buradaysa zamanın çok daha geniş kullanıldığına şahit oluyoruz. Günümüzde yaşayan Aziz karakteriyle nam-ı diğer Noel Baba, Demreli Aziz Nikola’nın asrına gidiyoruz.

Üstkurmaca, postmodern edebiyatla birlikte yazına hayatımıza yoğunlukla girmiş bir teknik. Bugün, pek çok okur için, “Üstkurmaca nedir?” sorusunun cevabı az çok belli. Fakat onun alt türü olan tarihsel üstkurmaca ise okurlar tarafından genel olarak pek bilinmiyor ve edebiyatımızda örneğini de az sayıda görüyoruz. Değerli edebiyat eleştirmeni Jale Parla’nın ifadeleriyle türün tanımına bir bakalım:

“Viktor Shklovski’den beri üstkurmaca hepimizin bildiği -ve artık biraz da bıkmış olabileceği gibi- kendisinin gerçek değil kurmaca olduğunu hatırlatmak için her türlü tekniğe başvuran romanlara verilen ad. Eğer bu romanlar bir de yalnızca kendilerinin değil, aslında tarih diye bize belgelerle sunulan bilginin de bir kurmaca olduğuna dair varsayımlar yapar, İhsan Oktay Anar’ın deyişiyle ‘nâkilan-ı âsâr’ın rivayetinden söz ederlerse, bunlara da tarihsel üstkurmaca diyoruz.”  [1]

Tarihi bir kurmaca olarak sayan yöntemi, romanın ana hikâyesinde kullanan yazar sadece bunla kalmamış. Eserin başlangıç bölümünde Demreli Aziz Nikola üzerine bir roman kaleme almak isteyen yazar Arif’le arkeolog olan Aziz arasındaki rakı masası sohbetine denk geliyoruz. Buradaki konuşmalar Aziz ile Nikola’nın ayrıca bir üstkurmaca roman olduğunu da okura gösteriyor. Bu eseri iç içe geçmiş iki ayrı roman gibi düşünebiliriz. Kitabın çatı kurgusunda Aziz’in bir kurmaca karakter olarak henüz yazılmamış bu romana dâhil oluşunu ve Arif’in yazacağı romanı bölüm bölüm nasıl kaleme alacağını görürüz. Aziz’in ana karakter olarak metnin bir parçasına dönüşmesine kitaptan bakalım:

“Örneğin senin hiç ilginç bir hayatın yok ama tutup seni romana katmak, bunun anlattığı hikâyeden daha edebi olurdu. (…) Senin bu silik hâlin ilginç mesela. Silik mi? Nasıl yani? Yani biraz işlesen böyle az biraz Zebercet, serp oradan üstüne bir tutam Oblomov ama dipten dibe de kabuğunu yırtacak Dirmit halleri…” [2]

 Yazarımız Arif’in kafasında uyanan karşısındaki “silik” olarak adlandırdığı kişiyi yazacağı romana karakter yapma düşüncesi, romanın ilerleyen kısmında ciddiye biner.

“Evet. Az önce fotoğraf çekerken düşmenle aklıma bir şey geldi ve akşamüstü müzede bahsettiğim, Aziz Nikola hakkında yazacağım romanıma seni de kattım, hadi bakalım.” Aziz, kafasını usulca salladı ya anladığı için mi yoksa teşekkür mü etti hiç belli değil. Bizim Aziz Nikola mı? Bakalım nasıl bir şey olacak. Ama siz anladınız değil mi Arif’in niyetini. Tamam o zaman, şimdilik boşverin Aziz’i, zamanla belki o da anlar. Kaldı ki malum, onun hem kafa kıyak hem de biraz geç basıyor.” [3]

Arif karakteri -ki bir açıdan Fuat Sevimay’ın da kendisidir- kaleme alacağı romanda bölüm bölüm ne anlatacağını eserin ilk kısmı olan “Günden Düne”de bizlere sunar.

“Bu ilk bölümleri, yani senle benim muhabbetimizi çerçeve öykü gibi düşün. Ama tabii roman böyle sürmeyecek. Asıl meselemiz Nikola’ydı tarihti, olaylar aşklar maceralar falan bundan sonraki bölümlerde.” Bir ve üç yazıp yanına tire çektikten sonra büyük harflerle ÇERÇEVE yazıyor. Aziz bakıp içinden tekrar ediyor; Çeer-çee-ve. Resmin dışı gibi demek, asıl zımbırtı içerde. Acayipmiş. Ama yine de sonrası çabuk gelsin. Aziz’e aşk meşk macera gerek.” [4]

Kitabın anlatıcısı üçüncü şahıs gibi davranan ama 3 numaralı alıntıda da görebileceğimiz gibi birinci şahıs anlatıcıdır. Eserin girişinde, “Gayriciddi tarihimtırak yol anlatısı,” ifadesi bulunmaktadır. Bu zamansal yolculuğun tarifini, her ana bölümün başında “ben” anlatıcının sunumuyla görürüz. Anlatıcımız, yazarın diğer kitaplarında da olduğu gibi dilinde mizaha yer veren bir yapıdadır.

“Değerli Aziz ile Nikola okurları,

Şimdiye dek hikâyemiz ve Aziz, bugün ile dün, Arif ile Nikola arasında sarkaç misali salınıp durdu. Şimdi de antikçağlara yol alacak gibiyiz. Bu antikçağın başı tunççağına dayanıyor, sonu da işte önce Yunan sonra Roman falan feşmekân. Uyaklı olsun diye. Yunana, Helenistik diyen de var. O değil de ne yalan söyleyeyim, ben bu “Tunç” sözcüğünün anlamını bilmiyordum.” [5]

Romandaki zamanlar arası gerçeküstü yolculuk, Aziz karakterinin sarhoşken kazı alanına gitmesi ve oradan da açılan bir yarıktan düşerek Aziz Nikola’nın bacasına sıkışmasıyla başlar.  Böylelikle romanda geçmişe doğru binlerce yıllık zamansal sıçrama yaşanır. Sonrasındaysa Aziz ile Nikola ikilisinin çağlar arası macera dolu yolculuğunu görürüz. Öyle ki zamanda geriye gidip Homeros’un Odysseia destanında yer alan mitolojik karakterler Odysseus, Nausika Penelope ve Telemakhos’a denk geliriz. Bu seyahati atlattıktan sonra kitabın üçüncü ana bölümünde kahramanlarımız, Aziz Nikola’nın çalınan kemiklerini kurtarmak için Ortaçağ zamanındaki Bari’ye giderler. Burada Dante ve Umberto Eco’nun bir karakter olarak romanda yer alışına şahit oluruz.

Görüldüğü gibi eserde büyülü gerçekçiliğin (realismo mágico) ya da harikulade gerçekliğin (real maravilloso) izlerine denk gelmekteyiz. Aziz’in yaşadığı tansığın devamını yapıtın diğer ana karakteri Aziz Nikola da yaşar. Metnin doğal akışı içerisinde bu mucizevi olayları okur olarak deneyimleriz. Bunun yanı sıra Aziz ile Nikola’da -postmodern edebiyatta kullanılan en önemli tekniklerden biri olan- metinlerarası ilişkilerin yoğun şekilde kullanıldığını görüyoruz. 2 numaralı alıntıdan da anlayabileceğimiz gibi geçmişteki romanların karakterleriyle ilişki eserde mevcut. Keza hem yazarların bir karakter olarak metne dahil olması hem de başta Suç ve Ceza ve Gülün Adı gibi çeşitli kitaplarla olan metinlerarasılık, romanda göze çarpıyor.

Aziz ile Nikola romanında Fuat Sevimay’ın anlatımı nasıl yaptığına dair pek çok detaydan bahsettiğime göre şimdi de kitapta ne anlatıldığında bir bakalım. Kimlik meselesi eserin en önemli konusudur. Hatta metnin üstkurmaca kısmında yazar Arif’in Aziz Nikola hakkında bir roman yazma fikrinin bundan kaynaklı geliştiğini anlıyoruz.

“Yavrucuğum, adamın bir yanda din adamlığı, ilerleyen sayfalarda Noel Babalığı ve dahası tarihi kişiliği romanın kimlik meselesi açısından önemli. Bizi bunlar ilgilendiriyor, bu açıdan düşün.” [6]

Irk, din, mezhep ve cinsiyet üzerinden şekillenen kimlik sorununu romanda çağlar boyunca nasıl yaşandığını görmekteyiz. Aziz Nikola asrında yer alan kadın yan karakter Alya’yla eril dilin eleştirisini de şahit oluruz. Aziz’in kadınlar hakkındaki kalıplaşmış yanlış düşünceleri, Alya gibi güçlü bir karakterin varlığıyla yıkılır. Metnin ikincil meselesi de Noel Baba figürünün popüler kültürde bir meta olarak yer almasıdır. İ.S. 3. yüzyılda Anadolu’da yaşamış Demreli Aziz Nikola, liberalizm tarafından bizlere sanki hayatını İskandinavya’da geçirmiş, Ren geyiklerinin çektiği kızağıyla seyahat eden bir kişi olarak yıllar boyunca tanıtılmıştı. Burada yapılan bilinçli tarihsel hatanın eleştirisini de roman boyunca görüyoruz.

Aziz ile Nikola hem Fuat Sevimay külliyatı kullandığı anlatım teknikleri ve içeriği açısından günümüz edebiyatı için önemli bir roman olduğunu düşünüyorum. Rahatlıkla postmodern anlatı olarak sınıflandırabileceğimiz bu yapıtta, politik ve toplumsal eleştirilerin dozajında yapıldığını görebiliyoruz. Bunun yanı sıra bir de yazara has mizahi dilin varlığı -romanın hacimli yapısına rağmen- okurlara zevkli geçecek bir okuma deneyimi sunuyor.

KAYNAKÇA

Parla, Jale. “Tarihyazımsal Üstkurgu” Üstkurgu/Üstkurmaca Üzerine içinde, der. Aytaç Ören, 141-152.  Ankara: Hece Yayınları, 2016.

Sevimay, Fuat. Benden’iz James Joyce. İstanbul: İthaki Yayınları, 2020.

Sevimay, Fuat. Aziz ile Nikola. İstanbul: İthaki Yayınları, 2023.


[1] Jale Parla, “Tarihyazımsal Üstkurgu” Üstkurgu/Üstkurmaca Üzerine içinde,der. Aytaç Ören (Ankara: Hece Yayınları, 2016), 142.

[2] Fuat Sevimay, Aziz ile Nikola (İstanbul: İthaki Yayınları, 2023), 23.

[3] Fuat Sevimay, Aziz ile Nikola (İstanbul: İthaki Yayınları, 2023), 26.

[4] Fuat Sevimay, Aziz ile Nikola (İstanbul: İthaki Yayınları, 2023), 71.

[5] Fuat Sevimay, Aziz ile Nikola (İstanbul: İthaki Yayınları, 2023), 115.

[6] Fuat Sevimay, Aziz ile Nikola (İstanbul: İthaki Yayınları, 2023), 57.

Azin ile Nikola
Fuat Sevimay
İthaki Yayınları
Roman / 544 sayfa

Yukarı